Dünya senden ibaret değildi. Keşke dünya senden ibaret olsaydı.
31 Ocak 2011 Pazartesi
25 Ocak 2011 Salı
adım hüzün, bir demlik şarap'a denk.
Eksizdi.
Tatsız, sevimsiz.
Ne buruk bir tat bırakıyor yaşayan birini kaybetmek. Ucuz şarap gibi, daha gün doğmadan aç karınla sigaraya sarılmak, sevmediğin bir adamı en kadın yerinden öpmek gibi. Seni kıran, üzen, yüzüne en okkalı tokadı çarpıp gene sana sarılan birini göğsün ezilene kadar sımsıkı sarmak gibi. İçim rutubet, dışım aç insanları emziriyor durmadan, hiç durmuyor. Kimsesizlerin kimsesi kadın gibi sevmeyi bahşet bana. Yaşlarım olsun, solayım. Her önüme gelen adamı kendim doğurmuşum gibi sevmeyeyim, korumayayım.
Yokluğun da bunları düşündüm, çok düşündüm hem de. Değişen ne oldu dersen. Aynı ahmağım.
Sonra dedim ki kendime.
Sen böyle kal.
Mümkünü yok değiştirmenin, değişmenin, değişmeye çalışmanın. Uyu yakalamanın, yok mümkünü.
İçimi gıcıklayan şarkılar çoğaldı. Şiirlerini beğendiğim her şaire aşık oluyorum. Birine ait ve ya sahip olmak cümlesinin çok çirkin olduğunda karar kılıyorum. ama sahipmişim gibi yaşıyorum, aitmişim gibi tapıyorum. Uzun bacaklı aptal kadınları çok kıskanıyorum. Şuh kahkahalar atıyorum ulu orta şehvetle gülümseyip dudaklarımı ısırıyorum. Hiç yakışmıyor. Ne zaman içsem ya annemin kollarında ayılıyorum ya babamın. Bunun ne kadar utanç verici bir şey olduğunu bilmem anlatmama gerek var mı?
Yokluğunda alçaldım ama ar damarım çatlamadı. Bir temmuz gecesi bir adamla uyudum. O kadar sevecendi ki bana sarılırken o kadar samimi. Endişesiz uyandım. Ondan sonra daha az yazdım, hiç çizmedim. Elime gitar almadım. Alsam da çalmadım.
Paspalımdır bilirsin saçımı taramasam da tırnaklarımı ihmal etmedim.
“yol ortasında mı ağlıyorsun Allah aşkına rezil etme beni.” Diyen adama
“beni yol ortasında ağlatmaya utanmıyor musun” diye bağırdım.
Aslına bakarsan diyeceğim şu ki bunlar da pek işe yaramadı. Yaramayacağını da biliyordum esasen. Elit, sofistike bir kadın olamam. Kuru kuru gitmem. Islatırım omzunu, yastığını. Vicdanına oynarım. Melankolik, ağlak, ahmak!
Laf aramızda elit kadın diye tabir edilen kadın sevince fonda ya Cengiz çalar ya Ahmet.
Hepsi bir yana yokluğunda en çok bensizliğini düşündüm. Nasıl çocuk, nasıl kadın, nasıl adam, nasıl huzursuz, nasıl mutsuz kaldın…
Sahi mutsuz musun düşündüğüm kadar.
Böyle sorular sorup, ahmaklığımı ele vermenin bir manasının olmadığını elbet bende biliyorum. Ama ben en çok seni severken güzelim, en çok seni özlerken ahmak.
“Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
Beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın”
Beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın”
26.01.2011
Çiğdem Taş
20 Ocak 2011 Perşembe
En son kendine varanın götü boklu.
O kadar çok kötüyüm ki kaldırımların bile canının acıdığını hissediyorum yere basınca. O kadar ağırım. Aptal adam ona bakıyorum sanıyor. Baktığımı göremiyorum ne zamandır.
Duyurulmalı.
"Çiğdem iyi değil, hiç iyi değil" denmeli. Kimse ümitlenmemeli, faydalanmamalı bu halden.
Düşündüm de
Çiğdem kaçmış duydunuz mu?dense kimse üzülmez. Kaçmıştır, belliydi onla bunla gezen aşiftenin tekiydi, bunalımlı, orospu kafalıydı üstelik abuk subuk yazıları vardı, aleviydi. Okulu da bitmişti çalışmıyordu üstelik yaşı da gelmiş aman iyi olmuş denirdi. Babam üzülürdü. Annem ağlardı. İnsanlar durmadan konuşurdu. Ne de olsa ağızları var.
Şimdi o kadar çok yaram var ki sende çıkmış ileri geri hala beni konuşuyorsun. Umurumda değilsin. Sen ve senin o boktan ailen… anlamadığım şey şu tamam hepinizi zamanında çok sevdim. Ama hala niye size ölüp bitiyorum sanıyorsunuz ki. Demek kimse sizi sevmemiş. Çok ayıp yapmışım ben adam gibi sevmekle. Bunun kötü bir şey olduğunu sayenizde fark ettim.
Sümsüğün tekisin ayrıca, kendine özgüveni olmayan filan işte. Umarım yoluma çıkarsın. Hoş ne desem boş o yüzden sanırım bir şey demem. Sen konuşmaya devam et. ben seni eskiden çok sevdim, seni de, seni de ve seni, seni, seni… çok adam sevdim ben bunu da bil. Sevgilime aşık olmam yadırgandı sevgilim tarafından. Ne yani ben seni seviyordum ve hep seni sevmek istiyordum. Bu kötü mü? Bunu sen istemedin diye. Sen beni sevmedin diye ben ömrümü beni sev diye mi geçirmeliydim. Bu kadarı sana bile haksızlık. Yani sen gibi düşünen kaç adam, kaç boktan sümsük evlat yetiştiren aile var kestiremiyorum. Tabiri caizse yüzüme gülünüp arkamdan ana avrat kayan sizlere anca bu şekillerde hitap ederim. Bilirim alınır, celallenirsiniz. Ama ben gerçeğim siz değil. Aramızda mevcut olan farklardan biri bu halim. Ben terbiyesiz, arsızım. Dışımda kalanlar terbiyeli, içten hesapçı, ruhu satılmaktan fahişe olmuş yalaka, tek derdi birbirini nasıl becerebileceğini tasarlayan boş bedenler, neyse bunu ben kadar siz de bilirken yazıyor olmam saçma! ama
Adına üzgünüm, ben gibi insanların nesli tükendi. Yoksa bende istemem her mutsuz olduğunda beni düşünmeni. Sanırım bu senin kaderin ve bu işler yukardan ayarlı. Seni her gün beceren kanatsız meleklerin bir bok’a yaramaz. Büyüyünce anlayacaksın. Ama o zaman da zamanın yetmeyecek. Bir hiç olarak öleceksin. Çoğumuzun başına bu gelecek. Hayat bu kadar, fazlası değil. Bir şeyi öğrenmek için yaşamak gerekmiyor. Bir şeyi sevmek için sevilmekte. Hepimiz çok seri biçimlerde üretilen mallarız. Defoluyuz. Ayrıca dış ülkeler piyasasında değerimiz yok.
Ölmek sanırım çare değil. Gitmekte. Bunları düşünüyor olmak bile saçma. Ben aciz ve güçsüz bir insan değilim. Adam da değilim gidebilecek kadar. Ahmağım, kendimi öldürecek kadar ahmak değil. Çok iyi dostlarım var üstelik. Çok iyi bir ailem, ölmek inanın budalalık olur. Tek dostu olmayan insanlar tanıyorum ben. Birbirinin kuyusunu kazan insanlar. Birbirlerine yalan söyleyen güvenmeyen sahte dostçuklar biliyorum. “Aman nazar değmesin size mavi boncuk takalım.” Deyip alay etmişliğim vardır bu tiplerle.
Ukala doğdum, ukala büyüyorum. Ama kendimden memnunum.
Kendinden memnun olmayan parmak kaldırsın.
En son kendine varanın götü boklu.
Yerden kalkan aşk köpeği.
Sabreden ahmak kesinlikle cennete gider.
Bla bla bla
Hepsi bir yana
Dokunmadan sevdiğim adam, yaşadığını bilmek güzel, bu ağarlık güzel. Ben biliyorum bunu hissettiğimde aklında olmam kader değil. En kötü anımda düşüncene sığınmam...
Çok arebesk olacak ama biz birbirimiz için yaratıldık.
Bu yüzden kavuşamayacağız.
21.01.2011
Çiğdem Taş
Duyurulmalı.
"Çiğdem iyi değil, hiç iyi değil" denmeli. Kimse ümitlenmemeli, faydalanmamalı bu halden.
Düşündüm de
Çiğdem kaçmış duydunuz mu?dense kimse üzülmez. Kaçmıştır, belliydi onla bunla gezen aşiftenin tekiydi, bunalımlı, orospu kafalıydı üstelik abuk subuk yazıları vardı, aleviydi. Okulu da bitmişti çalışmıyordu üstelik yaşı da gelmiş aman iyi olmuş denirdi. Babam üzülürdü. Annem ağlardı. İnsanlar durmadan konuşurdu. Ne de olsa ağızları var.
Şimdi o kadar çok yaram var ki sende çıkmış ileri geri hala beni konuşuyorsun. Umurumda değilsin. Sen ve senin o boktan ailen… anlamadığım şey şu tamam hepinizi zamanında çok sevdim. Ama hala niye size ölüp bitiyorum sanıyorsunuz ki. Demek kimse sizi sevmemiş. Çok ayıp yapmışım ben adam gibi sevmekle. Bunun kötü bir şey olduğunu sayenizde fark ettim.
Sümsüğün tekisin ayrıca, kendine özgüveni olmayan filan işte. Umarım yoluma çıkarsın. Hoş ne desem boş o yüzden sanırım bir şey demem. Sen konuşmaya devam et. ben seni eskiden çok sevdim, seni de, seni de ve seni, seni, seni… çok adam sevdim ben bunu da bil. Sevgilime aşık olmam yadırgandı sevgilim tarafından. Ne yani ben seni seviyordum ve hep seni sevmek istiyordum. Bu kötü mü? Bunu sen istemedin diye. Sen beni sevmedin diye ben ömrümü beni sev diye mi geçirmeliydim. Bu kadarı sana bile haksızlık. Yani sen gibi düşünen kaç adam, kaç boktan sümsük evlat yetiştiren aile var kestiremiyorum. Tabiri caizse yüzüme gülünüp arkamdan ana avrat kayan sizlere anca bu şekillerde hitap ederim. Bilirim alınır, celallenirsiniz. Ama ben gerçeğim siz değil. Aramızda mevcut olan farklardan biri bu halim. Ben terbiyesiz, arsızım. Dışımda kalanlar terbiyeli, içten hesapçı, ruhu satılmaktan fahişe olmuş yalaka, tek derdi birbirini nasıl becerebileceğini tasarlayan boş bedenler, neyse bunu ben kadar siz de bilirken yazıyor olmam saçma! ama
Adına üzgünüm, ben gibi insanların nesli tükendi. Yoksa bende istemem her mutsuz olduğunda beni düşünmeni. Sanırım bu senin kaderin ve bu işler yukardan ayarlı. Seni her gün beceren kanatsız meleklerin bir bok’a yaramaz. Büyüyünce anlayacaksın. Ama o zaman da zamanın yetmeyecek. Bir hiç olarak öleceksin. Çoğumuzun başına bu gelecek. Hayat bu kadar, fazlası değil. Bir şeyi öğrenmek için yaşamak gerekmiyor. Bir şeyi sevmek için sevilmekte. Hepimiz çok seri biçimlerde üretilen mallarız. Defoluyuz. Ayrıca dış ülkeler piyasasında değerimiz yok.
Ölmek sanırım çare değil. Gitmekte. Bunları düşünüyor olmak bile saçma. Ben aciz ve güçsüz bir insan değilim. Adam da değilim gidebilecek kadar. Ahmağım, kendimi öldürecek kadar ahmak değil. Çok iyi dostlarım var üstelik. Çok iyi bir ailem, ölmek inanın budalalık olur. Tek dostu olmayan insanlar tanıyorum ben. Birbirinin kuyusunu kazan insanlar. Birbirlerine yalan söyleyen güvenmeyen sahte dostçuklar biliyorum. “Aman nazar değmesin size mavi boncuk takalım.” Deyip alay etmişliğim vardır bu tiplerle.
Ukala doğdum, ukala büyüyorum. Ama kendimden memnunum.
Kendinden memnun olmayan parmak kaldırsın.
En son kendine varanın götü boklu.
Yerden kalkan aşk köpeği.
Sabreden ahmak kesinlikle cennete gider.
Bla bla bla
Hepsi bir yana
Dokunmadan sevdiğim adam, yaşadığını bilmek güzel, bu ağarlık güzel. Ben biliyorum bunu hissettiğimde aklında olmam kader değil. En kötü anımda düşüncene sığınmam...
Çok arebesk olacak ama biz birbirimiz için yaratıldık.
Bu yüzden kavuşamayacağız.
21.01.2011
Çiğdem Taş
19 Ocak 2011 Çarşamba
dünyanın en utanmaz kişisi.
Ben dünyanın en utanmaz kişisiyim.
Başka kadın'a ait bir adam'a aşığım.
Çiğdem Taş
Başka kadın'a ait bir adam'a aşığım.
Çiğdem Taş
16 Ocak 2011 Pazar
aza indirgeyerek sevin.
Hiç bir acıyı derinden yaşamayacak kadar acıyım. Kelime kullanarak anlatmayacak kadar aciz.Üstelik kararlı.
Bulutlar alçak.
Sevgiler alçak.
İnsanlarburun mesafesinde...
Merdivenler, onlara inanmıyorum. Yerden yüksek yok.
Kendi yarasını emen kız çocuğu kabuk tuttu. Korunaklı düşünceleri var artık. Sert!
Islanınca yüzü üşümüyor üstelik.
İdare etmesi gereken işleri boşladı. Kendini boşladı. Sesini duyan insanları boşladı. Susuyor.
Alçaldı, düşmedi.
Düşmezde.
Çünkü merdivenlere inanmıyor. Yerden yüksekte olanlara inanmıyor.
...
Konuşmaya ihtiyacım var.
Şu saatten sonra kimsem yok.
Şu saat: 04:06
Sizi kendimle bir tutmuşluğum varsa inanın, aynı burun mesafesinde aynı basamakta oluşumuzdandır.
Size bir sır vereyim mi?
Aslında sizinde kimseniz yok.
Ve şimdi, yerleştiğiniz basamağımdan kendinizi alın ve gidin. Merdivenlere inanıyorsanız şayet topunuz birbirinize çarpa çarpa yuvarlanın. En dip varsa dipteyim, üstüme düşün.
"altta kalanın canı çıksın, altta kalanın canı çıksın" diye bağırın.
canım çıksın.
canınıza minnet, hakkım helal olsun ki ahirette bile görüşmeyelim.
Vardığınız yer bu yer olmazsa namerdim.
Ama ben haksızlık ediyorum.
bu çok gerçek oldu. bu yüzden,
lütfen
beni, aza indirgeyerek sevin!
cigdemtas
Bulutlar alçak.
Sevgiler alçak.
İnsanlarburun mesafesinde...
Merdivenler, onlara inanmıyorum. Yerden yüksek yok.
Kendi yarasını emen kız çocuğu kabuk tuttu. Korunaklı düşünceleri var artık. Sert!
Islanınca yüzü üşümüyor üstelik.
İdare etmesi gereken işleri boşladı. Kendini boşladı. Sesini duyan insanları boşladı. Susuyor.
Alçaldı, düşmedi.
Düşmezde.
Çünkü merdivenlere inanmıyor. Yerden yüksekte olanlara inanmıyor.
...
Konuşmaya ihtiyacım var.
Şu saatten sonra kimsem yok.
Şu saat: 04:06
Sizi kendimle bir tutmuşluğum varsa inanın, aynı burun mesafesinde aynı basamakta oluşumuzdandır.
Size bir sır vereyim mi?
Aslında sizinde kimseniz yok.
Ve şimdi, yerleştiğiniz basamağımdan kendinizi alın ve gidin. Merdivenlere inanıyorsanız şayet topunuz birbirinize çarpa çarpa yuvarlanın. En dip varsa dipteyim, üstüme düşün.
"altta kalanın canı çıksın, altta kalanın canı çıksın" diye bağırın.
canım çıksın.
canınıza minnet, hakkım helal olsun ki ahirette bile görüşmeyelim.
Vardığınız yer bu yer olmazsa namerdim.
Ama ben haksızlık ediyorum.
bu çok gerçek oldu. bu yüzden,
lütfen
beni, aza indirgeyerek sevin!
cigdemtas
12 Ocak 2011 Çarşamba
kibir tanrıları
çok tanrılı dinlere inanmam
aşk,
çok tanrılı dinlere benziyor
Adem,
Havva’ya aşık değildi
Havva
Adem’e
bu yüzden kutsal olan ne varsa
bir şişe şarap’a değişebilirim
inancın kuyuları kör
inancım eziyet görmüş
kuyularım,
kuytularım
kuru
'ıslak bir şeylere ihtiyacım var'
tek imla hatası yaparsan
korunaklı şiirlerden atılırsın
yasak meyveyi yersen
cennetten
beni seversen
şiirden
ben,
tek imla hatasına dengim
şairi seversen,
şairi sevme
bir şair sevmek
tanrı’ya inanmaya denk
günahtan kaçarken
ona yakalanmaya
aşk’a
aşkla inanmaya
kendini tanrı sanan adamlar
ne kadar yürek varsa yaktılar
yanan ne varsa
adı günah kaldı
onlar bir tek
kibir yarattı
aşk kutsal olmayan
bedenlerde sınandı
tel çekildi
ruhla ten arasına
ruhunla sevsen tenin
teninle sevsen ruhun acıdı
adı günah kaldı aşkın
şairlerde beceremedi
iki türlü sevmeyi
sevseler
sevilemediler iki türlü
her şiir aslında
geçmişin kirine denkti
aşk,
tek tanrılı dinlerin
gerçeğiydi
Çiğdem Taş
aşk,
çok tanrılı dinlere benziyor
Adem,
Havva’ya aşık değildi
Havva
Adem’e
bu yüzden kutsal olan ne varsa
bir şişe şarap’a değişebilirim
inancın kuyuları kör
inancım eziyet görmüş
kuyularım,
kuytularım
kuru
'ıslak bir şeylere ihtiyacım var'
tek imla hatası yaparsan
korunaklı şiirlerden atılırsın
yasak meyveyi yersen
cennetten
beni seversen
şiirden
ben,
tek imla hatasına dengim
şairi seversen,
şairi sevme
bir şair sevmek
tanrı’ya inanmaya denk
günahtan kaçarken
ona yakalanmaya
aşk’a
aşkla inanmaya
kendini tanrı sanan adamlar
ne kadar yürek varsa yaktılar
yanan ne varsa
adı günah kaldı
onlar bir tek
kibir yarattı
aşk kutsal olmayan
bedenlerde sınandı
tel çekildi
ruhla ten arasına
ruhunla sevsen tenin
teninle sevsen ruhun acıdı
adı günah kaldı aşkın
şairlerde beceremedi
iki türlü sevmeyi
sevseler
sevilemediler iki türlü
her şiir aslında
geçmişin kirine denkti
aşk,
tek tanrılı dinlerin
gerçeğiydi
Çiğdem Taş
11 Ocak 2011 Salı
furuğ gibi yazmak değil, furuğ gibi sevmek istiyorum.
Furuğ gibi sevmeyi ne çok isterdim bir bilseniz. Eziyet gördüğüm adama “sevgili, sevgilim” diyebilmeyi. Hem ben eziyet filan görmüşte değilim. Bir de utanmadan Furuğ gibi sevmekten söz ediyorum. Ben, insanların içinde ağlamam. Avuçlarımı, dişlerimi sıkar, ayağımı yere vurur. “iyi yaptım… iyi yaptım” der. Yalnız kalınca ağlarım. Bunu Furuğ gibi yaparım işte.
İnsan, kendine benzeyeni ne çok seviyor.
“neden herkes gönlünü değil de, tuzağını korur”1
Hepimiz kendimizi kandıran koca koca insanlarız. Bir yabancıyı kandırmak deve’de kulak. Biz de başka develerde başka kulaklarız. Sonuç olarak bir şey söylemem gerekmiyor.
İnsan en çok yalnızken güçlüdür, yalnızken berbat, yalnızken şeytana meyilli…
Sanırım ben şu an yalnızım.
Tehlikeliyim.
Yalnız olduğunu söyleyen biriyle konuşmak tehlikeyi göze almaktır.
Dünya dursun istiyorum. Biz dönelim ve parçalansın her şey. Özellikle düşünceler. Yeni bir dünya ya gerek duymuyorum. Din devlet işleri birbirine girmiş ülke politikaları, petrol savaşları, diğer yanda yok olan doğa ve canlı türleri. Asfalt yollar uzaklar... yeni baştan çekilir gibi değil.
Pardon!
Ben tanrı değilim, bir an için bunu unuttum. Ben, Furuğ gibi de sevemiyorum. O yüzden siktir git.
“gamzeler günaha davet midir?”2
Bire bir davettir. Hepimizin var kuytulara merakı. Ağız boşluğundan tutun da parmak aralarına kadar. Güzel bir gülümsemeye sahip olan insanlar hep gülümsemezler. Yüksek sesle konuşurlarken de çıkar gamzeler. Ben “gamze” adını duymaya hassas adamlar tanıyorum. Unutamadığı kadının adını yanaklarımda arayan adamlar. Ben günahkar değilim de neyim şimdi. Yanağıma uzanan bok çukurunda buluyor kendini.
Kadın yaradılışı bakımından günaha davetkar. Erkekse nefssiz.
En kuytulardan bahsetmeye bilmem gerek var mı?
“Sevdiğin adamla sevişmek zina, yoksa nikahın.“
Bu cümleyi her kurduğumda kendimi otopark gibi hissediyorum ya da sınır kapısı.
-pasaportsuz giriş yok!
“Kurumuş gibi görünen ojeye narince dokunursun ve parmak izin oluşur ya. O an her şey anlamsızlaşıyor. Her şey.”3
Gülmeyin. Bu doğru. Östrojen’in esiri olmadan bunu anlayamazsınız. Ruhum o kadar çıplak ki. Kimi yalnız görsem ona koşuyorum. Yaralarına çiçek çizdirip gidiyorlar. Ve ben bu acıdan en yüce hazzı duyuyorum. O an her şey anlamsızlaşıyor. Her şey.
Çiğdem Taş
İnsan, kendine benzeyeni ne çok seviyor.
“neden herkes gönlünü değil de, tuzağını korur”1
Hepimiz kendimizi kandıran koca koca insanlarız. Bir yabancıyı kandırmak deve’de kulak. Biz de başka develerde başka kulaklarız. Sonuç olarak bir şey söylemem gerekmiyor.
İnsan en çok yalnızken güçlüdür, yalnızken berbat, yalnızken şeytana meyilli…
Sanırım ben şu an yalnızım.
Tehlikeliyim.
Yalnız olduğunu söyleyen biriyle konuşmak tehlikeyi göze almaktır.
Dünya dursun istiyorum. Biz dönelim ve parçalansın her şey. Özellikle düşünceler. Yeni bir dünya ya gerek duymuyorum. Din devlet işleri birbirine girmiş ülke politikaları, petrol savaşları, diğer yanda yok olan doğa ve canlı türleri. Asfalt yollar uzaklar... yeni baştan çekilir gibi değil.
Pardon!
Ben tanrı değilim, bir an için bunu unuttum. Ben, Furuğ gibi de sevemiyorum. O yüzden siktir git.
“gamzeler günaha davet midir?”2
Bire bir davettir. Hepimizin var kuytulara merakı. Ağız boşluğundan tutun da parmak aralarına kadar. Güzel bir gülümsemeye sahip olan insanlar hep gülümsemezler. Yüksek sesle konuşurlarken de çıkar gamzeler. Ben “gamze” adını duymaya hassas adamlar tanıyorum. Unutamadığı kadının adını yanaklarımda arayan adamlar. Ben günahkar değilim de neyim şimdi. Yanağıma uzanan bok çukurunda buluyor kendini.
Kadın yaradılışı bakımından günaha davetkar. Erkekse nefssiz.
En kuytulardan bahsetmeye bilmem gerek var mı?
“Sevdiğin adamla sevişmek zina, yoksa nikahın.“
Bu cümleyi her kurduğumda kendimi otopark gibi hissediyorum ya da sınır kapısı.
-pasaportsuz giriş yok!
“Kurumuş gibi görünen ojeye narince dokunursun ve parmak izin oluşur ya. O an her şey anlamsızlaşıyor. Her şey.”3
Gülmeyin. Bu doğru. Östrojen’in esiri olmadan bunu anlayamazsınız. Ruhum o kadar çıplak ki. Kimi yalnız görsem ona koşuyorum. Yaralarına çiçek çizdirip gidiyorlar. Ve ben bu acıdan en yüce hazzı duyuyorum. O an her şey anlamsızlaşıyor. Her şey.
Çiğdem Taş
- Akif Kurtuluş
- Özgür Gümüşsoy
- FacebookGurupSayfaları.
geçilen not
17 temmuz yıl hanesi yok
Nerden başlamalıyım?
bilmiyorum. o yüzden boş bırakacağım. ne de olsa yırtıp atacaksın…
20 temmuz yıl hanesi yok
Tokam
Sehpa’nın üzerinde kalmış, atmadıysan…
Ah neyse boş ver.
27 temmuz yıl hanesi yok
Sahi benden bu kadar çok mu nefret ediyorsun pislik herif.
28 temmuz yıl hanesi yok
Özledim ama kırgınım.
2 ağustos yıl hanesi yok
bugün umurumda bile değilsin.
5 ağustos
Hangi kadının koynundaysan çık, aç şu telefonu!
8 ağustos
Açsaydın sana………….
11 ağustos
Bugün aşık oldum.
Hem de adam evli.
iki çocuk sahibi.
oğlunun teki benimle yaşıt.
13 ağustos
Tepki ver diye sana yalan söyledim.
En azından şimdi yaşadığını biliyorum.
15 ağustos
Oraya geliyorum.
cinayeti beraber işleyeceğiz.
üstelik sen, elimi tutacaksın.
....................................
cidem.
Nerden başlamalıyım?
bilmiyorum. o yüzden boş bırakacağım. ne de olsa yırtıp atacaksın…
20 temmuz yıl hanesi yok
Tokam
Sehpa’nın üzerinde kalmış, atmadıysan…
Ah neyse boş ver.
27 temmuz yıl hanesi yok
Sahi benden bu kadar çok mu nefret ediyorsun pislik herif.
28 temmuz yıl hanesi yok
Özledim ama kırgınım.
2 ağustos yıl hanesi yok
bugün umurumda bile değilsin.
5 ağustos
Hangi kadının koynundaysan çık, aç şu telefonu!
8 ağustos
Açsaydın sana………….
11 ağustos
Bugün aşık oldum.
Hem de adam evli.
iki çocuk sahibi.
oğlunun teki benimle yaşıt.
13 ağustos
Tepki ver diye sana yalan söyledim.
En azından şimdi yaşadığını biliyorum.
15 ağustos
Oraya geliyorum.
cinayeti beraber işleyeceğiz.
üstelik sen, elimi tutacaksın.
....................................
cidem.
10 Ocak 2011 Pazartesi
?
Gel babil’in asma bahçelerini dolaşalım.
İyi de babil’in asma bahçeleri diye bir yer yok.
Babil?
Belki babil de yoktur.
cigdemtas.
cigdemtas.
7 Ocak 2011 Cuma
dünya senden ibaret değildi. keşke dünya senden ibaret olsaydı.
Ruhumda söndür sigaranı. İnan, canım acımaz. Az sonra biteceğini biliyorum ya.
Giderken dönüp bakacaksın. Biliyorsun, sana bakıyor olacağım. Yanımda oturan kız beni kıskanacak.
Saçlarıma bant aldığımız yerdeki kıza nasıl baktığını gördüm. Ve onun da beni kıskandığını düşünüyorum.
Otobüsteki esmer tenli kız (hani uzun bacakları olan) ve biz inmeden önce binen bir şişe parfümü üzerine boce eden kız(lanet olsun ki harika kokuyordu). Hepsi beni kıskandı. Satıcı kız hariç hiç birine bakmadın ve bana sarıldın.
O zamanlar. Herkes benim kadar şanslı değil diye düşünmüştüm, kollarında sağlam bir nesne, ruhuna köstek bir kancayken.
Kıskanç değilim.
ama.
Sen çok yakışıklısın sevgilim.
Bu yüzden ölmeni istiyorum.
Seni kimse sevmesin.
Aşk değil. Farkındayım. Sadece psikolojik sorunlarım var. Sen gittikten sonra da tetikledi. Ve farklı şeyler de oldu. Dünya senden ibaret değildi. Keşke dünya senden ibaret olsaydı. Ama değildi.
Geç kaldığımı biliyorum. Huzurlu bir ölümüm olmayacağını, seni göremeyeceğmi, beni asla affetmeyeceğini. Zaten,
sana “çok büyüdüm” demeyecek kadar, kadın ve gururlu oldum.
Biliyor musun?
Biz seninle;
“Rakıyla balık gibiydik. Olmazsa olmaz değildik ama olsaydık iyi giderdik.”
Gider miydik?
Giderdik.
'hiç bir adam üzülmesin diye terk etmez bir kadını' yazmıştım.
ama ben kafalı kadınlar kıskandıkları için sen gibi bir adamı terkederler.
sonra çok pişman olup Eşek'lerini Niğde'ye sürerler.
Elbet;
BİR GÜN BEN DE İNSAN GİBİ KAYBETMEYİ ÖĞRENECEĞİM.
cigdemtas
Not: tırnak içindeki cümle kime ait bilen varsa el kaldırsın.
Giderken dönüp bakacaksın. Biliyorsun, sana bakıyor olacağım. Yanımda oturan kız beni kıskanacak.
Saçlarıma bant aldığımız yerdeki kıza nasıl baktığını gördüm. Ve onun da beni kıskandığını düşünüyorum.
Otobüsteki esmer tenli kız (hani uzun bacakları olan) ve biz inmeden önce binen bir şişe parfümü üzerine boce eden kız(lanet olsun ki harika kokuyordu). Hepsi beni kıskandı. Satıcı kız hariç hiç birine bakmadın ve bana sarıldın.
O zamanlar. Herkes benim kadar şanslı değil diye düşünmüştüm, kollarında sağlam bir nesne, ruhuna köstek bir kancayken.
Kıskanç değilim.
ama.
Sen çok yakışıklısın sevgilim.
Bu yüzden ölmeni istiyorum.
Seni kimse sevmesin.
Aşk değil. Farkındayım. Sadece psikolojik sorunlarım var. Sen gittikten sonra da tetikledi. Ve farklı şeyler de oldu. Dünya senden ibaret değildi. Keşke dünya senden ibaret olsaydı. Ama değildi.
Geç kaldığımı biliyorum. Huzurlu bir ölümüm olmayacağını, seni göremeyeceğmi, beni asla affetmeyeceğini. Zaten,
sana “çok büyüdüm” demeyecek kadar, kadın ve gururlu oldum.
Biliyor musun?
Biz seninle;
“Rakıyla balık gibiydik. Olmazsa olmaz değildik ama olsaydık iyi giderdik.”
Gider miydik?
Giderdik.
'hiç bir adam üzülmesin diye terk etmez bir kadını' yazmıştım.
ama ben kafalı kadınlar kıskandıkları için sen gibi bir adamı terkederler.
sonra çok pişman olup Eşek'lerini Niğde'ye sürerler.
Elbet;
BİR GÜN BEN DE İNSAN GİBİ KAYBETMEYİ ÖĞRENECEĞİM.
cigdemtas
Not: tırnak içindeki cümle kime ait bilen varsa el kaldırsın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)