“Mazgalların altında bir hayat varsa yaşadığımızdan daha iyidir.”diye geçirirken aklından. Aralarındaki mesafeyi fark etti. Üstelik ellerini cebine sokmuştu. Sanki zorla koluna yapışacaktı ondan tiksinen bu adamın, elini tutacaktı. Hayır, tutmayacaktı. Tutmadı. Oda ellerini cebine soktu. Kafasını ileriye dikti ve daha hızlı adımlarla yürümeye başladı. İkisi de farklı şeyler düşünüyordu. Ama konuşmuyorlardı. Adam kadından kaçırdığı ellerini ceketinin cebinden çıkarıp bir sigara yaktı. Ve hızlı hızlı kadından taraftaki elini yine ceketinin cebine soktu. Yürümeye devam ettiler. Adam kısa bir süre sonra durdu. “sana niye sigara uzatmadım” dedi. Ceplerini karıştırırken. Kadın adamın ağzındaki sigarayı aldı ve yürümeye devam ettiler. Evin önüne geldiklerinde adam tedirgindi. Kadın rahat. Yavaş yavaş ayakkabılarını çıkardı kadın. Adam kapıda kadının içeri girmesini bekliyordu. Ellerini özgür bırakmıştı. Çünkü artık yalnızdılar. Çünkü artık elini tutmasından korktuğu kadına o ellerle sarılacaktı. Çünkü bütün tutuşmalar mahremdi, sokak ortasında yaşanmazdı. Ama anason kokan sofralarda dostlara meze olarak sunulabilinirdi.
Kadın içeri girdi. Çantasını yere bıraktı. Duvarda ki asılı davetiyeye takıldı gözleri. Adam kadına bakıyordu. “ne güzel gözlerin var” dedi. Kadın içinden ibne yeni mi fark ettin diye geçirirken adama gülümsüyordu. “yüzüme hiç bakmamış olsan bunu yerdim, bana su koyar mısın? ben üstümü değiştireceğim”
adam kadına su koydu kadın salaş bir biçimde mutfağa geldi. Adamın elinden bardağı alıp suyu yavaş yavaş içti. Adam kadının yanından ayrılmıyordu. Sokakta yan yana yürüdüğüm adam bu değil diye geçirirken aklından kadın. Bardakta su bitti. Salona geçtiler. Adam iki kişilik koltuğa oturdu. Kadın aynanın önünde biraz oyalandı dağılan saçlarını topladı. Kadında büyük koltuğa tek başına oturdu. Sokakta adamın aralarına koyduğu mesafeyi kadın salonda aralarına koyuyordu. Adam kumanda elinde kanalları geziyordu. Kadının esnedi. Adam uykun mu geldi diye sordu. Kadın evet ama burada uyuyabilirim dedi. Adam olmaz koltukta uyunmaz. Benimde uykum var. yatak odasına geçelim dedi. Kadın kalkıp adamdan önce yatak odasına gitti. Adam üzerine giyecek bir şeyler ararken kadın yatağa yerleşti. Adam sürekli konuşmasa uyuyabilirdi de. Uyuyamadı. Adam üstüne giyecek bir şey bulamadı ve üstündekilerle yatağın diğer tarafına yattı. Kadın yatağın bir ucundaydı adam diğer ucunda. Sokakta adamın aralarına koyduğu mesafeyi kadın yatakta da koymayı sürdürüyordu. Adam yüzünü kadına döndü. Kadın tavana bakıyordu. Konuşsalar çok şey konuşacaklardı. Sussalar daha çok birikecekti konuşacakları. Adam kadının aralarına koyduğu mesafeden hoşlanmıyordu. Ama kendi koyduğu mesafeleri de görmüyordu. Kimse kimseyi anlamıyordu. Tavan kadını anlıyordu. Ve baş ucunda ki bavul. Aynalı dolap adamdan yanaydı. Adam uzanıp kadının koltuk altından öptü. Bir kolunu kadının üzerine attı. Ve biraz yaklaştı. Kadın elini adamın ağzına götürdü. Ve onu asla öpmeye kalkmamasını söyledi. Adam kızdı. Çünkü adam yol boyunca kadınla sevişmeyi düşündü. Kadınsa adamı sevmeyi. Adam kadının duygusal zayıflığını kadınsa adamın cinsel zayıflığını kullanıyordu. Bundan daha doğal bir şey yoktu. onlar "birbirini sevmesi ve sevişmesi gereken doğru kişilerdi". Özgen çok haklıydı diye geçirdi kadın içinden.
sonra kadının telefonu çaldı adamın kolunu üzerinden atıp telefonla konuşmaya başladı. Kadın kapatmadan adamında telefonu çaldı. İkisi de ritmik yalanlar uyduruyordu karşılarındakilere. Yalanı sevmezlerdi ama çok güzel yalan söylerlerdi.
kadın telefonu kapattı. Ve adamı izledi adam ayakta konuşuyordu. Adamda telefonu kapatıp kadının yanına oturdu. Kadın adama sevgilisinin olup olmadığını sordu. Adam yalanladı. Kadında inandı. Adam kadına sarıldı. İçecek bir şeyler alalım mı? kadın olur dedi. Adam bira alıcam limitin ne diye sordu. Kadın limitim yok dedi. Adam bira ve biraz çerez alıp eve döndü. Salonun ortasına yere oturdular. Adam her şeyi elleriyle hazırladı kadın kıpırtısız oturdu. Sonra içmeye başladılar ve adam iki birayla sarhoş oldu. Yüzü kızardı. Mutluydu. Geçen vakitte kadın ne yaptığını anlatmak istiyordu. Adam sormuyordu. Kadın anlatmadı. Sonra kadının telefonu çaldı. Arkadaşları dışarıya davet ettiler. adam dışarıda da içmeye devam edersek çıkalım dedi. Kadın giyindi. Oldukça salaştı. Çirkindi de. Giyinirken ara ara adamın yanına gelip makyaj yapıp yapmaması gerektiğini soruyordu. Adam yapma dedi. Yapmadı ve çıktılar. Gene aralarında aynı mesafe vardı. adamın elleri gene cebindeydi. Sonra barlar sokağında herhangi bir bara girdiler. Yalan söylüyorum. O bara sırf Gökhan Türkmen dön çalıyor diye girdiler. Bar kadın kadar salaştı. Ama adam gibi kasıntı tiplerle doluydu. Kadın içiyor, adam sarhoş oluyordu. Arkadaşlarla edilen sohbetin tadı yoktu. Kadın bazen adama dönüp duvara monteli plazma tv’den maç izliyordu. Bazen de adama bakıyordu. Kulağı bar şarkıcısındaydı. Bildikleri şarkılara hep birlikte eşlik ediyorlardı. Kadın bazen adama bakıyordu. Adam da kadına. Adam o kadar korkuyordu ki kadının onu sevmesinden o kadar olur. Baktılar olmayacak. Göz mesafesi de koydular aralarına. Kadının doğum günüydü. Bardaki gitarist tam bir doğum günü şarkısı çalıyordu ki bardan çıktılar. Çok ilerlemeden adam bir kadına çarptı sonra bir adama. Kadın yolda gördüğü bir köpeği sevmek istedi. Ama köpek kendini sevdirmek istemedi. Kadının refleksleri güçlüydü. Kolunu tam zamanında çekti. Adama baktı. Adam korkmuş ve şaşırmış görünüyordu. Herkes kadının sarhoş olduğunu düşünüyordu. Ama kadın sarhoş değildi. tranvay raylarının üzerinde hiç şaşırmadan yürüyebiliyordu. Adam gene bir adama çarptı. Ve kadın adamın koluna girip olmaz bu böyle dedi. Adam paniğe kapıldı telaşlandı. Elini sakladığı cebinden çıkardı. Ama kadın elin üşümesin cebine sok deyip adamın koluna iki koluyla sarıldı. Adam mutlu görünüyordu. Kadın mutluydu. Ama hepsi alkolün etkisiydi. Eve girdiler ve sarılıp uyudular. Kadın adamın üstünü örttü ara ara uyanıp. Omzunu öptü. Adam bir ara dönüp kadına sarıldı. Kadın uyanıktı. aslında bütün gece adamı izlemişti. Horluyordu ama gene de kadına güzel geliyordu adam. Kadın adamı sevebilirdi. Sevmese olurdu. ama kadın adamı sevecekti. Adamsa yarından sonra kadını aramayacaktı. Çünkü kadın adamın bütün sevişme davetlerini itti. sevişseler de aramayacaktı sevişmeseler de. Adam kadından korkuyordu. Kadını sevebilirdi. Bu olmamalıydı.
sabah olunca kadın uyanıp giyindi. Makyajını yaptı. Adamı uyandırdı. Adam belli belirsiz sayıklıyordu. Ama uyandı. Giyindi ve kadını gideceği yere kadar götürdü. Kapının önünde değil. kapının içinde sarıldılar. Çünkü sokak ortasında bütün tutuşmalar mahremdi. Kadın o kadar içten sarıldı ki adam korktu. Ne de olsa dedi adam içinden ne de olsa uzun bir süre görüşmeyeceğiz. O merdivenleri çıkmadan, ben köşeyi dönmeden bitecek hepsi………..
öyle de oldu.
çiğdemtaş - 30092011
Kadın içeri girdi. Çantasını yere bıraktı. Duvarda ki asılı davetiyeye takıldı gözleri. Adam kadına bakıyordu. “ne güzel gözlerin var” dedi. Kadın içinden ibne yeni mi fark ettin diye geçirirken adama gülümsüyordu. “yüzüme hiç bakmamış olsan bunu yerdim, bana su koyar mısın? ben üstümü değiştireceğim”
adam kadına su koydu kadın salaş bir biçimde mutfağa geldi. Adamın elinden bardağı alıp suyu yavaş yavaş içti. Adam kadının yanından ayrılmıyordu. Sokakta yan yana yürüdüğüm adam bu değil diye geçirirken aklından kadın. Bardakta su bitti. Salona geçtiler. Adam iki kişilik koltuğa oturdu. Kadın aynanın önünde biraz oyalandı dağılan saçlarını topladı. Kadında büyük koltuğa tek başına oturdu. Sokakta adamın aralarına koyduğu mesafeyi kadın salonda aralarına koyuyordu. Adam kumanda elinde kanalları geziyordu. Kadının esnedi. Adam uykun mu geldi diye sordu. Kadın evet ama burada uyuyabilirim dedi. Adam olmaz koltukta uyunmaz. Benimde uykum var. yatak odasına geçelim dedi. Kadın kalkıp adamdan önce yatak odasına gitti. Adam üzerine giyecek bir şeyler ararken kadın yatağa yerleşti. Adam sürekli konuşmasa uyuyabilirdi de. Uyuyamadı. Adam üstüne giyecek bir şey bulamadı ve üstündekilerle yatağın diğer tarafına yattı. Kadın yatağın bir ucundaydı adam diğer ucunda. Sokakta adamın aralarına koyduğu mesafeyi kadın yatakta da koymayı sürdürüyordu. Adam yüzünü kadına döndü. Kadın tavana bakıyordu. Konuşsalar çok şey konuşacaklardı. Sussalar daha çok birikecekti konuşacakları. Adam kadının aralarına koyduğu mesafeden hoşlanmıyordu. Ama kendi koyduğu mesafeleri de görmüyordu. Kimse kimseyi anlamıyordu. Tavan kadını anlıyordu. Ve baş ucunda ki bavul. Aynalı dolap adamdan yanaydı. Adam uzanıp kadının koltuk altından öptü. Bir kolunu kadının üzerine attı. Ve biraz yaklaştı. Kadın elini adamın ağzına götürdü. Ve onu asla öpmeye kalkmamasını söyledi. Adam kızdı. Çünkü adam yol boyunca kadınla sevişmeyi düşündü. Kadınsa adamı sevmeyi. Adam kadının duygusal zayıflığını kadınsa adamın cinsel zayıflığını kullanıyordu. Bundan daha doğal bir şey yoktu. onlar "birbirini sevmesi ve sevişmesi gereken doğru kişilerdi". Özgen çok haklıydı diye geçirdi kadın içinden.
sonra kadının telefonu çaldı adamın kolunu üzerinden atıp telefonla konuşmaya başladı. Kadın kapatmadan adamında telefonu çaldı. İkisi de ritmik yalanlar uyduruyordu karşılarındakilere. Yalanı sevmezlerdi ama çok güzel yalan söylerlerdi.
kadın telefonu kapattı. Ve adamı izledi adam ayakta konuşuyordu. Adamda telefonu kapatıp kadının yanına oturdu. Kadın adama sevgilisinin olup olmadığını sordu. Adam yalanladı. Kadında inandı. Adam kadına sarıldı. İçecek bir şeyler alalım mı? kadın olur dedi. Adam bira alıcam limitin ne diye sordu. Kadın limitim yok dedi. Adam bira ve biraz çerez alıp eve döndü. Salonun ortasına yere oturdular. Adam her şeyi elleriyle hazırladı kadın kıpırtısız oturdu. Sonra içmeye başladılar ve adam iki birayla sarhoş oldu. Yüzü kızardı. Mutluydu. Geçen vakitte kadın ne yaptığını anlatmak istiyordu. Adam sormuyordu. Kadın anlatmadı. Sonra kadının telefonu çaldı. Arkadaşları dışarıya davet ettiler. adam dışarıda da içmeye devam edersek çıkalım dedi. Kadın giyindi. Oldukça salaştı. Çirkindi de. Giyinirken ara ara adamın yanına gelip makyaj yapıp yapmaması gerektiğini soruyordu. Adam yapma dedi. Yapmadı ve çıktılar. Gene aralarında aynı mesafe vardı. adamın elleri gene cebindeydi. Sonra barlar sokağında herhangi bir bara girdiler. Yalan söylüyorum. O bara sırf Gökhan Türkmen dön çalıyor diye girdiler. Bar kadın kadar salaştı. Ama adam gibi kasıntı tiplerle doluydu. Kadın içiyor, adam sarhoş oluyordu. Arkadaşlarla edilen sohbetin tadı yoktu. Kadın bazen adama dönüp duvara monteli plazma tv’den maç izliyordu. Bazen de adama bakıyordu. Kulağı bar şarkıcısındaydı. Bildikleri şarkılara hep birlikte eşlik ediyorlardı. Kadın bazen adama bakıyordu. Adam da kadına. Adam o kadar korkuyordu ki kadının onu sevmesinden o kadar olur. Baktılar olmayacak. Göz mesafesi de koydular aralarına. Kadının doğum günüydü. Bardaki gitarist tam bir doğum günü şarkısı çalıyordu ki bardan çıktılar. Çok ilerlemeden adam bir kadına çarptı sonra bir adama. Kadın yolda gördüğü bir köpeği sevmek istedi. Ama köpek kendini sevdirmek istemedi. Kadının refleksleri güçlüydü. Kolunu tam zamanında çekti. Adama baktı. Adam korkmuş ve şaşırmış görünüyordu. Herkes kadının sarhoş olduğunu düşünüyordu. Ama kadın sarhoş değildi. tranvay raylarının üzerinde hiç şaşırmadan yürüyebiliyordu. Adam gene bir adama çarptı. Ve kadın adamın koluna girip olmaz bu böyle dedi. Adam paniğe kapıldı telaşlandı. Elini sakladığı cebinden çıkardı. Ama kadın elin üşümesin cebine sok deyip adamın koluna iki koluyla sarıldı. Adam mutlu görünüyordu. Kadın mutluydu. Ama hepsi alkolün etkisiydi. Eve girdiler ve sarılıp uyudular. Kadın adamın üstünü örttü ara ara uyanıp. Omzunu öptü. Adam bir ara dönüp kadına sarıldı. Kadın uyanıktı. aslında bütün gece adamı izlemişti. Horluyordu ama gene de kadına güzel geliyordu adam. Kadın adamı sevebilirdi. Sevmese olurdu. ama kadın adamı sevecekti. Adamsa yarından sonra kadını aramayacaktı. Çünkü kadın adamın bütün sevişme davetlerini itti. sevişseler de aramayacaktı sevişmeseler de. Adam kadından korkuyordu. Kadını sevebilirdi. Bu olmamalıydı.
sabah olunca kadın uyanıp giyindi. Makyajını yaptı. Adamı uyandırdı. Adam belli belirsiz sayıklıyordu. Ama uyandı. Giyindi ve kadını gideceği yere kadar götürdü. Kapının önünde değil. kapının içinde sarıldılar. Çünkü sokak ortasında bütün tutuşmalar mahremdi. Kadın o kadar içten sarıldı ki adam korktu. Ne de olsa dedi adam içinden ne de olsa uzun bir süre görüşmeyeceğiz. O merdivenleri çıkmadan, ben köşeyi dönmeden bitecek hepsi………..
öyle de oldu.
çiğdemtaş - 30092011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder