…
“ Merhaba. Ben senin kafanın içindeki cesaretim. Hani bir türlü o kalın kafandan dışarı çıkarıp, gezdirip dolaştıramadığın, yüzüne tükürmeye kıyamayıp ayıpladığın, bastırıp, yaşamaktan kaçtığın. Seninle barlara gitmekten, toplu taşıma araçlarına binmekten, uyumaktan uyanmaktan, sevişmekten, yemekten, konuşmaktan, küfür etmekten, hatta işemekten…
sıkıldım ulan!
bu neyin çabası? Kendini, kendine kanıtlayamıyorsun ki sen. Başkalarını geç. Öyle üzülüyorum ki sana bu konuda, yemin olsun ki vicdanını sollarım. Fok balıklarından daha yalnızsın ulan. Sanki dünyanın bütün kadınları bir araya gelip, sana kendilerini elletip vermemeye yemin etmişler. Üstelik saf anına gelmiş bir kaçını harbi sevmişsin ama yetmemiş. Zaten sevgi yetmezmiş.
Hani izin versen bana. Az gelişmiş ahlakından ve çok gelişmiş vicdanından geçsen. Ya da geçme ulan. Geçmeden de yaşarsın. yaşar gibi yaşarsın. Hani sen en çok güzel kandırdığını düşünüyorsun ya annenden başlayıp bütün insanları, hani onlar kanmış gibi yapıp seni hiç bozmuyorlar ya. Ulan gerizekalı sen en çok kendini kandırıyorsun. Ama için rahat olsun kimseyi aldatmıyorsun. Aldananda sensin. Hem de her aldattığını sandığında öyle güzel aldatıyorsun ki… öyle güzel olur. Yüzünde zafer sarhoşluğu bir sigara yakıyorsun ya peşi sıra geliyor vicdan oyunları, duyarlılık katakullileri…
hadi bana izin ver. Senin yerine küfredeyim, içeyim, giyineyim, soyunayım, işeyeyim, ota boka siktir çekeyim. Toplu taşıma aracında her sabah gördüğün o güzel popoya cimdik atayım. Olmaz mı? A aa niye? Heves mi? nefs mi? dedin. Sus be kadın mı? dedin pardon! ne dedin.
Merhaba. Ben her aradığında sana gelen o kadın. Bir gün aradığında ben gelmeyeceğim. “
…
cigdemtas.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder