Dünya senden ibaret değildi. Keşke dünya senden ibaret olsaydı.

23 Aralık 2010 Perşembe

seni terk etmek için zamanım var

içim kırık bir vals içim iki ucu boklu deynek

ne yapmalı? şarkılara asılıp yıldızlara göz mü kırpmalı, ağlamalı sokaktaki bacağı olmayan ite hatta ota boka ağlamalı. Bazen beni hastanede karıştırdıklarını düşünüyorum annem Çingene ya da bir fahişe olmalı. bir yargının başlangıcı olabilirdi belki bu neyse ki benden başka kimse böyle düşünmüyor. Toplum içinde düzgün sakız çiğnemeyi öğrenirsem kimsede düşünmeyecek. Sen düşünürsün, sen beni, kadın bedenlerini ezbere bilirsin, parmakların haritadan ülke seçer gibi gözün kapalı ten seçer kendini temize çekersin. rica etsem gürültüsüz yapar mısın bu işi amelin beni kusturuyor. sonra iğreniyoruz özlediğimizi her söylediğimizde dokunduğumuz yerlerden.

Sen, bana yara’mışsın. dokunduğun yerden kabuk tutar yalnızlığın, ben kanarım ’sana bir şey olmaz. Olmasında zaten.. Yerüstünde onlarca cümle can çekişirken yeraltına saklan onlar gibi yap, onlar gibi ol senlerce boş beden senlerce boş adım atmaktan düşmüş irkilmiş ama düşmeye devam eden kadın, adam, sürüngen...devam edemeyeceğim ağzı bozuk kadınlara bağışladım küfürlerimi dilimin ucuna kadar geldi adın vakit tam da dudaklarına düşme vakti.. de zaman bize uymaz uyduramam istesem de olmaz. Bi sen istersen olur. İçinde istemek geçen bir cümle kurmak parmaklarınla yasaklanmıştı dudak uçlarımda ki sen beni görmezdin kördün ben sana bakardım saklardın yalan söylemezdin bende saklamazdım üstü açık sevişirdim mesela sonra pis fahişe desinler diye insanların gözlerinin içine bakardım. Demezlerdi hatta gülümserlerdi sever gibi yaparlardı benden mutlu olmamı beklerdiler. Olurdum mutlu. Gözüm kapalı ağlar içime yas olur akardın. Ben en çok sana susardım. Ben en çok seni severken güzeldim. Ben en çok...

**
Saçlarıma pembe panjur takan adamı bir şiirle vurdular daha 31 yaşındaydı aklımda onunla yaşlanmak vardı. Çay demler fesleğenlere su verir saçımı öper ne zaman dokunsam ağlayacakmış gibi bana bakardı.o herkese öyle bakardı bir bana öyle bakmazdı bir bana öyle baksın isterdim.. ağzıma acı kelimeler çalar gözlerini kapar bana öyle sarılırdı. O an aklından ne geçerdi hangi kadın resmi ona bilinç altından gülümserdi bilmezdim. Önemli de değildi zaten. Benim ne hissettiğimin önemi yoktur ucuz fiyata hayaller peydahlar seyyar tezgahta gülüşlerimle pazarlarım.. bir adam çelme takar yalnızlığa düşerim bi adam kolumdan tutar kalktım sanır yerde can çekişirim bir adam gülüşümü tekmeler ağlamam hırstan içimi kemiririm bi adam daha gelir derken o kadar çok adam gelir ki bu sahneye boktan bir film olur çıkar hayatım. İşin kötüsü ben figüranlarda dahil hepsini severim.

Koluma şizofren ve sapık bir kelebek konar ona bakar ‘ kelebek s.ktir git lan’derim. Ayağıma sakız yapışır çıkarır saçlarıma yapıştırırım. Sevdiğim adamların hepsi aynı gün ölsün isterim. Göreyim isterim hepsini hiç değilse ‘senede bir gün’ olmaz görmem yukardan ayarlı bu işler benim kaderim yok senin varsa onu birlikte yaşayabilir miyiz?

Pekala yaşarız. Sen salonda yatar sabahları ben uyanmadan çeker gidersin ben eve sarhoş dönerim beni banyoya sokar bir güzel yıkar saçarımı tarar yüzüme güzelce bi bakar okkalı bir küfür edersin. Saçımı sen boyamazsın, üst katta oturan karısını döven adam boyar. Kıskanmazsın hiç... başka bir kadının saç teli vücudundan akar. neyse kalsın bu gece hepsi kalsın.

..şimdi en çok avuçlarına ihtiyacım var!

Çiğdem Taş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder